24 Temmuz 2010 Cumartesi

Yumruk 2

Azıcık aşağıda yazan "Yumruk" yazısını çok seviyorum!

Yumruk yemeyi sevdiğim kadar.

17 Ocak 2010 Pazar

bir kalem, bir kağıt..

Hoş geldin yeni insan.
Bir kağıt çıkar, bir de kalem.. Koy kağıdı kalemin üzerine... Çenenden avuçla yüzünü... 5 dakika düşün o kağıda ne yazacağını, ne çizeceğini....

Milyon tane şey geldi aklına değil mi ?

Çok düşünüyorsun. İşte sorun burda!

11 Ocak 2010 Pazartesi

Yumruk !

Aşk ne yapar küçük kız? Aşk üzer... Böyledir bu. Birini seversin ama sevmezsin yani.. 
Çünkü, çok sevdiğini kaybetmek istemezsin. Bir şeyler yaşarsın, bir köprüden atlarsın, bir çukura düşersin, Bir telefon yüzüne kapanır, karın ağrısından uyuyamazsın...

Olmadı mı önce. Oldu. 

Hayatı sırtında iki büklüm taşıyan komşularım olmadı mı yüreğimde..? Oldu. 

Birilerini üzmemek için birilerine aşık olmamak. Ne kötüdür değil mi ? Bence öyledir. 

Oturayim az sonra karşına, sor beni bana... Sessizce dinle. 
Sonra bana geçmişimden insanları sor... 

Dün sevgilim olan kim benim arkadaşım.. Konuşuyor muyuz ? 

Aşk düşman eder insanları. Karanlık çeker insanları aşıkken... 

Küçüle küçüle kaybolursun! 

"Neden şimdi?" diyeceksin... 

Büyüdüm çünkü. Öğrendim çünkü. Kavga ettim çünkü. 

En "sevilmeyecek" olana değer veresin ki, defterler kapandığında, arasından çıkan toz genzine yapışmasın... 

Kısacası , kaybetmemek için sevmemek bir erdem değil ama, üzülmemek ve üzmemek için gardını almak daha iyi. 

Seninle aşk yaşayamayacak kadar çok seviyorum çünkü seni. O yüzden uzak dur, yaklaşırsan çok, yumruğu yersin...