29 Temmuz 2009 Çarşamba

onurluonursuzluk

Ölümsüzlüğün her günü tekrar tekrar yaşamak olduğunu biliyorum. O yüzden ölümsüzlüğü elimin tersi ile ittim bugün. İki yanımdaki meleklere nasihatler verdim. Tanrı'nın onlarla konuştuğundan çok farklı konuştum onlarla. Sanıyorum bana inanyorlar.

Herşeyin daha iyi olması için dualar ettim fakat şimdi anlıyorum ki Tanrı sandığım kadar umursamıyor beni.
Küçük sırlarımı tek tek dağıttım sağa sola. Onlara ulaşmak için kendini yerden yere atan insanlar gördüm, acıdım onlara. Ama pek kafa yormadım. Hayatım kısa olmasına rağmen küçük insan daha önce çok gördüm. Bugün biraz daha başım yukarda yürüdüm yani... Ben yücelmedim ama insanlar küçüldü. Beni yola sokmaya çalışan Tanrı'ya selam gönderdim. Kızdım ona karşıma getirdiği için böyle şeyleri.

Artı olarak pek bişey olmadı. Aynı akşamlara döndüm. Güneş ışığını yavaş yavaş çekip yerine karanlığı usulca getirirken koydum şarabımı ve uzandım sahte çimenlerle bezeli örtümü ayaklarıma çektim.

Gözlerim dolduğu için utandım birazcık kabul ediyorum. Bu odadaki yüzlerce melek bunlara şahit olurken başımı yere eğmedim ve tahta zeminli odama gözyaşlarımı döküp onları savurarak çoğalmasını istemedim.

''Onurlusun'' dedi, teşekkür ettim...
Zeus hediye olarak bir şimşek verdi, yine teşekkür ettim.

İstemedim, istemedim ama yine sürekli teşekkür eden aciz konumuna düşürdü hayat beni...
Ona da teşekkür ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder